6 Şubat 2015 Cuma

Karşı Komşunun Meçhul Karısı

adım Mert. 32 yaşındayım, bekarım, 174 boy, 70 kilo atletik yapılı biriyim. Kumral, kızları kendine çeken yeşil gözlü az buçuk yakışıklı biriyim. Sürekli spor yaparım. Cinsel yönden bir sorun yaşamıyorum. Hem iş çevremde, hem de gittiğim spor salonunda günübirlik seks ihtiyacımı rahatlıkla karşılıyorum.
İşim gereği İstanbul’a taşındım. Bir süre otellerde kaldım. Bu süre zarfında kendime kalacak bir bekar evi arıyordum ki. Sonunda işyerime yakın bir yerde ev buldum. Oturduğum semt genellikle kapalı bir çevre idi. Benim için sorun yoktu. Sabah işe gidiyorum, gece geç saatlerde dönüyordum. Oturduğum binadaki komşularım ilk gün eşyalar taşınırken kapıdan bir hoş geldin dedikten sonra bekar olduğumu öğrenince bir daha kapımı çalmaz oldular.
Günler bu şekilde gelip geçiyordu. Bir gün akşam üstü eve erken geldim. Tam binanın kapısından girecem. Bir baktım orta yaşlarda biri, bir elinde poşetler diğer elinde ise büyük damacana su bidonu kapıdan içeriye girmeye çalışıyor. Bu arada ben 6 katlı binanın 4. katında oturuyorum. Geçmesi için kapıyı tuttum. Birlikte asansöre yöneldik. Adamcağızın şansına o gün asansör bozulmuş. Mecbur merdivenden çıkacak. Baktım o halde çıkması zor. Çıkacağınız kata kadar yardım edeyim. En azından poşetleri ben alayım. Dedim. Olur dedi. Bu vesileyle tanıştık adı Kemal ve tesadüftür ki benim karşı komşummuş. Neyse birlikte çıktık. Merdivenleri çıkarken ayaküstü konuştuk, bu sırada öğrendim pazarlama işi ile uğraşıyormuş, bir kızı ve bir oğlu varmış v.s. v.s. Poşetleri evinin kapısının önüne bıraktım ve kendi daireme geçtim.
İşlerimi evden de takip edebilmek için eve internet bağlattırıyordum. Telekomcular evde iken karşı kapı açıldı, 13-14 yaşlarında bir kız çocuğu evden çıktı yanında da 6-7 yaşlarında kardeşi, çocuklar telekomcuları görmüştü. Akşam oldu yemeğimi yeni yemiştim ki kapı çaldı, karşımda karşı komşum Kemal Bey, kardeş bu gün eve internet mi bağlantın, çocuklar görmüşte dedi. Evet dedim. Ya dedi biz de senin interneti kullanabilirmiyiz, malum yüksek maliyetli çocuk ders çalışırken lazım oluyor, diğer komşulardan alamadım, kendim de tek başına alamadım dedi. Neden olmasın dedim, hem çocuk derslerine rahat rahat çalışır, neyse wi-fi şifresini verdim. Bu şekilde karşı komşumla samimi olduk.
Bazı akşamlar ben eve erken geldiğimde bakıyorum bir tepsi ile yemek geliyor. Bekar evinde de bazen böyle sıcak ev yemekleri iyi oluyor yani. Karşı komşumla samimi olmama rağmen eşini bir türlü görmemiştim. Taaa ki o güne kadar.
İşyerinden izinli olduğum bi gündü, evde oturmuş, akşam olmasını bekliyorum, akşam dışarıya çıkıp kız arkadaşımla buluşacam, nette sosyal medyada felan takılıyorum. Salonun kapısı açık dışarıdan sesler duydum. Kapıdaki izleme deliğinden bi baktım oda ne, karşımda bir çift göğüs, o güne kadar hiç görmediğim karşı komşumun eşi, kapıyı açmış, kapı önündeki ayakkabıları felan toparlıyor. Öne doğru eğilmiş, ev hali üzerinde bol gelen bir penye tişört ve altında olabildiğince dar bir tayt var, hafif etine dolgun tam bir afet. Gözlerime inanamıyordum. Yaşı taş çatlasın benle aynı yaşta, gördüğüm kadarıyla kocası ile arasında en az 15 yaş fark var. Yaklaşık 5 dakika izledim. Doğruldu, evin içine yöneldi tam kapıyı kapatmadan o muhteşem kalçalarını da görme fırsatı bulmuştum. Aman tanrım, dolgun ve kalkık taş gibi kalçalar. Kendimden geçmiştim. Onca kızla çıkmıştım ama hiç birisi beni ilk anda bu kadar tahrik etmemişti. O gün gece kız arkadaşımla buluştuğumuzda hep karşı komşumuzu hayal ederek kız arkadaşımı defalarca amından götünden bağırta bağırta siktim. Oda bendeki değişikliği fark etmiş, hayırdır bu gün hayvan gibisin ne iş diye sormuştu. Bende kaç gündür görüşemedik, seni çok özledim ondandır deyip geçiştirdim.
O günden sonra izinli olduğum günlerde sürekli evde kapının arkasında bekliyorum, karşı komşumun karısının kapıyı açmasını, kapının önüne çıkmasını dört gözle bekliyorum. Oda beni bekletmiyor, arada birde olsa kapıya çıkıyor, bende onu dikizleyerek kapı arkasında sürekli 31 çekiyordum. Komşumun karısı da farkında bile olmadan, beni çıldırtmak için elinden geleni yapıyordu.
İzinli günlerim karşı komşumu kapı deliğinden izleyerek 31 çekerek geçer olmuş, okullar yarı yıl tatiline girmişti. Akşam kapım çaldı, karşı komşum Kemal bey, kardeş dedi okullar tatil oldu, annem çocukları özlemiş çocukları memlekete götürecem ancak eşim burada kalacak, çarşı pazar bilmez, ben 1 haftaya dönecem, olurda bir ihtiyacı olursa, yardımcı olursan sevinirim dedi. Canıma minnet, tabi komşum, komşuluk öldü mü dedim. Neyse, iki gün bizim karşı komşunun karısından ses çıkmadı, iki gün sonra akşam işten geldim saat 21 civarıydı. Tam kapıdan içeri girecektim, karşı komşumun kapısı açıldı, kapı deliğinden izleyerek 31 çektiğim kadın ilk kez arada bir engel olmadan karşımda duruyordu. Yine üzerine salaş bir tişört ve o altından hiç çıkartmadığı taydı vardı üzerinde. Mert bey dedi, marketten bazı şeyler aldıracaktım, alabilirmisiniz? Dedi. Takibi dedim. O anda elini uzattı elinde bir kağıt, sipariş listesi, neyse listeyi aldım, hiç bakmadan cebime attım doğru markete, markette alışverişe başladım o ne ya, sipariş listesinde kadın ped’i de vardı. Neyse siparişleri aldım eve döndüm, zili çaldım, açtı ve poşetleri elimden aldı, pat diye kapıyı kapattı, tüm hayallerim sönmüştü. Nasıl yani, bir teşekkür bile etmeyecekmiydi.
Hayal kırıklığı ile evime geçtim. Önceki günden kalan yemekleri yedim, salona geçtim, moralim bozulmuştu, hakkında türlü hayaller kurduğum, karşı komşumun karısı bana pas vermemiş, poşetleri aldığı gibi kapıyı yüzüme kapatmıştı. Ben bu düşüncelerde iken kapım çaldı, açtım ne göreyim karşı komşumun karısı, Mert bey özür dilerim, az önce kaba davrandım, kendimi affettirmek için çay demledim, birlikte içermiyiz dedi. Tabi neden olmasın dedim. Bize geçelim dedi. Şok olmuştum.
Neyse karşı komşumu kıracak değildim ya, peşinden evlerine girdim, beni salona aldı, kendisi mutfağa gitti, az sonra elinde çay tepsisi ile geldi, eğildiği gibi, göğüsleri yine tişörtten dışarıya fırlayacakmış gibi olmuştu, benim ufaklık bu manzara karşısında dayanamadı ve kazık gibi olmuştu, çayı aldım ve sehpaya bıraktım, kendimi toparlamaya çalışıyordum ama görmüştü. Sürekli önüme bakıyordu. Önce havadan sudan konuşurken ismini öğrendim, meçhul komşu karısının ismi Zeliha imiş. Lafı evliliklerine getirdim, başladı anlatmaya eşi ile görücü usulü evlenmişler, hatta babası başlık parası ile satmış kızını adama, adamda köyden almış getirmiş İstanbul’a atmış eve bir kez olsun evden dışarıya çıkartmamış, evden iki kez çıkmış onda da doğum için hastaneye gitmişler. Hepsi o kadar. Evden çıksam iki sokak gitsem kaybolurum dedi. İkinci çayları içerken lafı döndürdü dolaştırdı kız arkadaşın varmı diye pat diye soruverdi. Neden sordun dedim. Hiç eve getirmiyorsun, bekar olduğunu da duydum merak ettim dedi. Yalan söylemedim var ama evlenmeyi düşünmüyorum, bizimkisi karşılıklı seks ihtiyacımızı karşılamak dedim. Nasıl yani dedi. Anla işte dedim. benim canım kadın çektiğinde soluğu onun yanında alırım, onun canı erkek istediğinde beni arar dedim.
Sonra pat diye ben sordum. Kocanla seks hayatın nasıl dedim. Yarasına basmışım. Olmaz olsun dedi. İlk geceden itibaren işini bitirip arkasını döner yatarmış, benim meçhul karşı komşum seksi hiç öğrenememiş, 2 çocuk doğurmuş ama taş gibi kalmış, konuşmalarımız öyle bir aşamaya gelmişti ki, dayanamadım sordum. Seks ten zevk almak istermisin dedim. nasıl dedi. İstersen öğretirim dedim. olmaz evliyim. Kocam duyarsa öldürür felan gibi kaçamak laflar etti. Neden dedim. sende kadınsın, seninde hakkın bunları söylerken tüm cesaretimi toplayıp yerinden kalktım ve tam karşısına dikildim. Zaten eve geldiğimden beri kazık gibi olmuş sikim artık pantolonumu zorluyor, Zeliha nın yüzüne doğru pantolonumda bir çadır oluşturuyordu. Eğildim ve tişörtünü yavaşça çıkarttım, önce ucundan felan tutup çıkartamama engel olmak istedi fakat sonra bıraktı. Hiç acele etmiyordum. Sütyen giymemişti, göğüslerini okşuyor, uçlarına küçük ısırıklar atıyordum. Boynunu öpmeye başladığımda inlemeye başladı, yavaşça yukarıya dudaklarına yöneldim ve ateşli bir şekilde öpüşmeye başladık, ne olur incetme beni, her şeyi öğret, senin olmak istiyorum demeye başladı. Artık zamanı gelmişti, o muhteşem kalçaları ve amını örten taytı yavaşça sıyırdım çıkarttım. İçine siyah bir kilot giymişti, kilodunun üzerinden amını okşamaya başladım. İnlemeleri artmış zevk almaya başlamış, amından akan sular kilodunu ıslatmaya başlamıştı. O sular ziyan olmamalıydı. Kilodunu sıyırdım ve amına yumuldum. O hala koltukta oturuyor, geriye doğru yaslanmış anın zevkini çıkartıyordu. Dilimi amının içine soktuğumda derin bir ohhhhhhhhhh çekti ve boşaldı. Sanki yüzüme işemişti. Am suları öyle bir akıyordu ki tek damlasını ziyan etmemeye çalışarak am sularını yaladım yuttum. Kafamı kaldırdığımda yüzü al al olmuş, ilk kez yaşadığı orgazmın şiddeti ile dudakları titriyordu. Sıra bende dedim ve pantolonumu indirdim ve kilodumu çıkarttım. Artık zor zaptettiğim yarağımı serbest bıraktığımda o da ne öyle dedi. Ne oldu dedim. kocamınkinden büyük bu dedi. Bunu içime sokmayacaksın umarım dedi. Aşkım dedim, bu yarak sana şimdiye kadar yaşamadığın zevkleri yaşatacak, korkma canını yakmadan, incitmeden sikecem seni dedim.
O koltukta otururken ben koltuğun üzerine çıktım ve sikimi ağzına uzattım. Ne yapıyorsun dedi al onu ağzına dedim. alamam tiksinirim dedi. Tiksinecek bir şey olmadığını, temiz olduğunu söyleyip ikna ettim, ağzını yarağıma yaklaştırdı, önce küçük dokunuşlar yapıyordu. Belikli daha önce hiç yapmamıştı, önce başını aldı, sonra birazını derken, öğrenmeye başlamıştı, ağzının içi alev gibi yanıyordu. Daha fazla dayanamadım ve ağzının içine boşaldım. Ne olduğunu anlayamamış, yarısı boğazından aşağı akmış, kalanı dudaklarının kenarından sızıyordu. Elinden tutup kaldırdım. Doğru banyoya götürdüm. Birlikte duşun altına girdik. Duşta hiç incitmeden yavaş yavaş tüm vücudunu ovalayarak yıkadım. Duştan çıktık, tekrar salona geçiyordum ki gel dedi, beni yatak odalarına götürdü. Yatağa uzandı, bende yanına uzandım. İkimizde çıplaktık. Başını göğsüme yasladı ve az önce eline almaya tiksindiği yarağımı eline aldı ve okşamaya başladı, benim ufaklık yine kazık gibi olmuştu. Dedim şimdi ikinci aşama, döndüm ve dudaklarına yumuldum. Yatakta birbirimize sarılmış delice öpüşmeye başlamıştık. Sonra doğruldum ve tüm vücudunu öpmeye, okşamaya başladım, yine acele etmiyor, zevk alması için elimden geleni yapıyordum. Dayanacak gücü kalmamıştı, bu sırada peşpeşe orgazm olmaya başlamış, tüm vücudu al al olmuş, gözlerinden yaşlar akıyordu. Ne oldu dedim. kayıp zamanıma ağlıyorum dedi. Seks meğer ne güzel bir şeymiş, teşekkür ederim. Dedi. Dur dedim. daha yeni başladık. Bunu söyledikten sonra bacaklarını açtım ve bal kutusuna yöneldim. Amının dudaklarını içini yalıyor arada bir bızırına dokunuyordum. Bızırına her dokunduğumda derin bir oh çekiyor ve tüm vücudu sarsılıyordu. Artık kıvama gelmişti. Sikimi elime aldım ve amına doğru yaklaşmaya başladım. Alamam onu ne olursun beni incitme diyordu. Korkma dedim, sikimi amının üzerine sürtmeye başladım. Derin derin inliyor, bağırmamak için eline aldığı yastığı ısırıyordu. Yavaş hareketlerle sikimin başını amına bastırdım, girmiyordu, biraz yüklendim acıdı girmeyecek dedi, sikimi tekrar ağzına verdim iyice ıslat onu dedim, bol türükürle sikime sakso çekmeye başladı, tekrar amına yöneldim, bu sefer başı girmişti, ağzındaki yastığa rağmen tiz bir çığlık attı, öylece biraz bekledim. İki çocuk bu amcıktan mı çıkmıştı, daracıktı, sanki kızlığını bozuyordum. Zeliha nın rahatladığını hissedince bir hamle daha yaptım, zorlanıyordum. O ise artık yastığı bırakmış, başını geriye atmış, çığlıklar atıyordu, bu sırada amı tekrar sulanmıştı, sular sikimin kenarından akıyordu, tekrar bir hamle daha yaptım ve sikimi köküne kadar amına soktum. Artık bağırmıyor, teşekkür ederim, teşekkür ederim diye sayıklıyordu. Sikim amının derinliklerinde iken bir süre daha bekledim. Sonra yavaş hareketlerle git gel yapmaya başladım. Oda alışmıştı artık. Altımda kıvranıyor, sik beni aşkım, Zelihan sana kurban olsun sik beni aşkım diye inliyor, peşpeşe orgazm yaşıyordu. Bende gelmek üzereydim. Dedim boşalacam, dedi doldur içimi, mahrum etme beni döllerinden, bu söz üzerine hızlandım, kalçalarını belime dayamış beni iyice kendisine çekiyordu. Son bir hamle daha yaptım ve içine boşaldım. İkimizde bitmiştik. Yatağa yan yana uzandık. Hala bana teşekkür ediyor, sayende seks yapmayı öğrendim, sevkin doruklarına çıktım. Teşekkür ederim. Diyor başka bir şey demiyordu. Sonrasında yine sevişmeye başladık. Zaman nasıl geçmişti anlamamıştım. Bir baktım, pencereden gün ışığı vuruyor. İşe gitmem lazımdı ama Zeliha ve güzel amını bırakmak istemiyordum. Daha götünü sikmemiştim. Onun için acele etmiyordum. İşyerimi aradım patrona hasta olduğumu bu gün işe gelemeyeceğimi söyledim. O da bana sen kendine dikkat edersin hayırdır dedi. Dedim havalar bozuk, soğuk sıcak derken üşütmüşüm dedim. iyi o zaman dikkat et kendine dinlen bir iki gün dedi. Sanki bana dünyaları bağışlamıştı. Kocası ve çocukları gelene kadar Zeliha yı siktim.
Sonraki günlerde Zeliha yı her fırsatta siktim. Eşi iş için il dışına gittiğinde çocukları uyutur uyutmaz soluğu bende alıyor, sabah gün ışıyana kadar sevişiyoruz. Bu günlerde işyerinden çok izin alır oldum. Patron şüpheleniyor ama Zeliha sız da yapamıyorum.
Herkese iyi sikişler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder